Çin tarihine göre ilk bilinen Türkler, Doğu Türkistan'ın Kuzeyin'de M.Ö. 2.000 yıllarında Dzungaria'da yaşamışlardır. M.Ö. 1.500 lerde Türkler dağılarak göçebe ve savaşçı kabileler oldular ve Altay ve Tien Shan Dağları bölgelerine yerleştiler. 2. yüzyıldan itibaren siyasi, askeri iklimsel nedenler göçebe kavimlerin steplerin kenarlarında yerleşik medeniyetler kurmalarını sağlamıştır. Hunlar İç Asya ve Avrupa'da; Oğuzlar İran ve Anadolu'da; Akhunlar Afganistan ve Doğu Hindistan'da; Bulgarlar Balkanlar ve Volga'nın kıyıları'nda; Sabarlar Kafkasya'da; Peçenekler, Kıpçaklar ve Uzlar Doğu Avrupa ve Bulgaristan'da ve Uygurlar İç Asya'da yerleşmişlerdir. M.Ö. 2. yüzyıl ile M.S. 20. yüzyıl arasında böylece hakiki Türk kabileleri kendilerini 18 milyon km² lik bir alan dağıtmışlar ve bir çok devlet ile imparatorluklar kurmuşlardır.
Bu arada doğu ve batı medeniyetlerinin birleştiği yer Anadolu dünyanın en eski medeniyetlerini büyüttü. Hattiler Anadolu'da en eskiler olarak insanlarca biliniyorlardı. M.Ö. 2.500 de yüksek düzey bir medeniyete eriştiler. Anadolu'ya Kafkas Dağları üzerinden giren Hititler, Hattilerle kaynaştılar ve Anadolu'da ilk sosyal ve siyasal kurumu meydana getirdiler. Hurriler, Luwiler, Urartular, Fenikeliler, Lidyalılar, Karyalılar, Likyalılar, İyonyalılar ve Bizanslılar hep burada büyük medeniyetler kurdular. Sonuç olarak Anadolu'nun nihai sahipleri Türkler bu topraklarda üç büyük imparatorluk kurdular.
Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Oğuz Türkleri'nden Selçuklular oldu. Onlar M.S. 990 da Batı Asya'da güçlü bir imparatorluk kurdular. M.S. 1243 Erzincan Savaşı'nda öldürücü olarak yenmeleri sonucu kısa hayatlı oldu. Bu yenilgiden sonra Anadolu çeşitli prensliklere bölündü. Bunlardan birisi oaln Osmanlı Türkleri daha önce Selçuk egemenliğinde olan diğer prenslikleri nihayet biraraya getirerek Anadolu'nun bütünlüğünü yeniden sağladı.
Böylece onlar tarihin en büyük ve en uzun yaşayan imparatorluklarından birini kurdular ve İstanbul'un Fatihi 2. Mehmet Avrupa'da "Muhteşem" diye bilinen Süleyman, Bağdat ve Erivan Fatihi 4. Murat zamanlarında parlak egemenlerin birbirlerini takip etmeleri sonucunda bu medeniyet ve kültür 16. ve 17. yüzyılda şahikasına erişti. Bu sultanlar sadece iyi bir general ve devlet adamı değil, fakat aynı zamanda gösterici sanatlara cömert hami olan, Osmanlı geleneklerine göre müzik ve şiir yazan çok iyi eğitilmiş kişilerdi. Osmanlı İmparatorluğu on yedinci yüzyılın sonlarından itibaren 1. Dünya savaşı sonunda neticelenen tedrici bir düşüşe girmeye başladı.
1914'te savaşın başında bir oldu bitti ile savaşa giren Osmanlı İmparatorluğu bu savaşın sonunda yıkılma felaketi ile karşılaşmıştı.Müttefik Devletler tarafından yenildiğinden 1920'de İmparatorluğun bölünmesini gerçekleştiren Sevr Anlaşmasını imzalamaya mecbur edildi.
Tarihin bu en belirleyici anında Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde Türk milleti yabancı güçlere karşı, özgür,egemen ve bağımsız ülke olarak yaşamak için Kurtuluş Savaşı mücadelesini başlattı.
Kurtuluş Savaşı 19 Mayıs 1919'da başladı ve 29 Ekim 1923'de Türkiye Cumhuriyetinin ilanı ile sonuçlandı. T.B.M.M, Sultanlığı 1.Kasım 1922'de kaldırdı. Böylece Osmanlı İmparatorluğunun 6 yüzyıldan fazla süren saltanatı sona erdi.
Uzun müzakerelerden sonra 24 Haziran 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması Türk Kurtuluş Savaşın'da kazanılan zaferi tastik etti ve hukukileştirdi.
Büyük Atatürk'ün 15 yıllık Cumhurbaşkanlığı sırasında Cumhuriyetin kuruluşundan başlayarak yürürlüğe koyduğu devrimci reform'lar ülkeyi anayasal, modern bir devlet haline dönüştürmeyi hedeflemişti. Bu reformlar yeni Cumhuriyet'in temellerini kurdu.
Cumhuriyet, hukukun evrensel kaidelerini Türkiye'ye soktu. Bu bağlamda ırk, dil, din farklılıklarına bakılmaksızın bütün vatandaşların eşit ve özgür olması fikri, toplumsal birliğin kurulmasını temin eden Cumhuriyet'çi Anlaşmanın temelini kurmuştur. Din ve inanç özgürlüğüne kefil olan laiklik, vatandaşların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini ve siyasal sürece katılmalarını sağlayan demokrasi ve onları korku ve baskıdan azat yaşatan hukukun üstünlüğü Cumhuriyet'in yaptığı Toplumsal Anlaşmanın sonuçlarıdır. 75. yılın deneyimleri Türk halkının bu modern medeniyete erişmek için yeni girişimi ellerine almış olduğunu ispatlamıştır.