Türkiye'de para politikaları, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yönlendirilmektedir. Banknot çıkarma yetkisi de, bir Anonim Şirket gibi kurulmuş olan Merkez Bankası'na bırakılmıştır. Merkez Bankası'nın emisyona gitmenin dışında para politikasını yürütmek, para arzını düzenlemek, bankalara kredi vermek, para politikası araçlarını oluşturmak ve döviz kurlarını belirlemek gibi görevleri bulunmaktadır. Döviz kurları, Merkez Bankası'nın denetiminde ve serbest piyasa şartlarında oluşmaktadır. Merkez Bankası politikalarında Hazine Müsteşarlığı önemli bir ağırlığa sahiptir. Bu kurum, özellikle bankacılık sisteminin çalışmasına ve yönlendirilmesine katkıda bulunmaktadır.

Türkiye'de bankacılık sektörü, 24 Ocak 1980 kararlarına paralel olarak uygulamaya konan Yapısal Uyum Programı'nın öncesine kadar, yerli ve yabancı bankaların piyasaya girişine kapalı, faiz oranlarının idari kararlarla belirlendiği bir yapı göstermiştir. 1980 sonrası yeni dönemde ise ortaya konan finansal politikalar, sektörde varolan kısıtlayıcı düzenlemeleri kaldırmış ve bu yolla rekabet ortamının gelişmesini sağlamıştır. Yerli ve yabancı bankaların giriş ve çıkışlarının kolaylaştırılması ve faizlerin serbestleştirilmesi gibi liberal politikaların uygulamaya konulması da bankacılık sektörü- ne canlılık getirerek hızla büyümesine sebep olmuştur. Uygulanan liberal politikalar sayesinde sisteme yeni giren bankalar ile birlikte kamu sektörünün sistem içindeki ağırlığı da azalmıştır.

 

1926 yılında kurulan Emlak Bankası, Türkiye'nin aktif büyüklük bakımından ilk sıralarda yer alan bankalarından biridir.

Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'ni daha da geliştirmeyi ve dünya finans piyasaları ile bütünleşmeyi hedef alan Türkiye'de, bankacılık sektöründe gerçekleştirilen reformların hayati önem taşıdığı hükümetler tarafından sürekli vurgulanmaktadır. Nitekim bankacılık sektörü karları sürekli olarak artış göstermiş ve sektörün toplam aktifleri 1998 yılı sonunda bir önceki yıla göre cari fiyatlarla %91, dolar bazında %25 oranında büyüyerek 117.4 milyar dolara ulaşmıştır. Toplam aktiflerin milli gelire oranı ise %71.4 olmuştur. Bankacılık sektörünün mali sektör içerisindeki payı %70'lerin üzerinde bulunmakta, Merkez Bankası da dahil edildiğinde bu oran %90'ların üzerinde gerçekleşmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda, Türkiye'de faaliyet gösteren bankalar müşterilerine verdikleri hizmetleri hızlı bir şekilde çeşitlendirmiş, teknolojik bir rekabet içerisine girmiş ve hizmet kalitesini artırıcı elektronik bankacılığa yönelmişlerdir. Bu dönem içinde göze çarpan başka bir gelişme de, banka portföylerinin içerisinde gittikçe daha fazla öneme sahip olan menkul kıymetlerdir. Menkul kıymetler cüzdanının toplam aktifler içindeki oranı, 1980-1998 yılları arasında %3.7'den %14'ler seviyesine çıkmıştır.

 

Türk bankacılık sisteminde Temmuz 1999 itibariyle 61'i ticari banka, 19'u kalkınma ve yatırım bankası olmak üzere toplam 80 banka faaliyet göstermektedir. Sistemde 4'ü mevduat bankası, 3'ü de kalkınma ve yatırım bankası olmak üzere 7 kamu bankası bulunmaktadır. Ticari bankaların 4'ü kamu, 36'sı özel, 21'i ise yabancı sermayeli bankalardır. İlkede faaliyette bulunan bankaların toplam 7.370 şubesi ve 166.492 personeli bulunmaktadır.

Türkiye'de bankaların tabii olduğu yasal düzenlemeler, kamu ve özel bankalar arasında kuruluş ve yönetim bakımından da farklılıklara sebep olmaktadır. Kamu sermayeli bankaların bazıları özel yasalarla kurulurken, İktisadi Devlet Teşekkülü statüsünde olanlar Bakanlar Kurulu kararı ile bankacılık faaliyetlerine başlayabilmektedirler. Özel sermayeli bankalar ise Bankalar Kanunu ile birlikte Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bağlı olarak faaliyette bulunmaktadırlar.

Ülkede son dönemde bankacılık sektöründeki en önemli gelişme, 23 Haziran 1999 tarihinde yürürlüğe giren 4389 sayılı Bankalar Kanunu'dur. Bu kanunla gerek mevduat sahiplerinin haklarının korunması gerekse sistemin uluslararası piyasalarda rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması bakımından getirilen yeni hükümler, bankacılık sistemine uluslararası standartlara uygun yasal bir çerçeve kazandırma amacını taşımaktadır. Bu çerçevede bankaların kuruluşuna, denetimine, banka sahipleri ve yöneticilerinde aranan niteliklere ilişkin olarak, eski kanunda yer alan birçok kural uluslararası uygulamalar da dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir. Kanunla getirilen en önemli yenilik ise denetim yetkisinin daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi amacıyla, siyasi otoriteden bağımsız karar alma yetkisine, idari ve mali özerkliğe sahip "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu"nun kurulmuş olmasıdır.

Türk mali sisteminde 1984 yılından itibaren özel finans kurumları da faaliyet göstermeye başlamıştır. Özel finans kurumları kendi öz sermayelerinden başka, yurtiçi ve yurtdışından özel cari hesaplar ya da kar ve zarara katılma hakkı veren hesaplar yoluyla fon toplayıp ekonomiye kanalize etmektedirler. Temmuz 1998 itibariyle, Türkiye'de özel finans kurumu kapsamına giren 6 kuruluş ve 112 şubesi bulunmaktadır. Özel finans kurumlarının toplam mali sektör içindeki payı da %2 civarındadır.

 

60 ülkede faaliyet gösteren küresel bir grubun üyesi olan Axa Oyak Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğü

Sigortacılık
Türkiye'de 1990 yılından sonra o zamana kadar dondurulmuş olan yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin piyasaya girişine izin verilmiş ve daha önce idari kararlar ile belirlenen sigorta tarife sisteminde; hayat sigortaları, süresi bir yılı aşan sağlık sigortaları ve zorunlu sigortalar hariç tarife serbestisi uygulanmaya başlanmıştır. Bu da sektöre geçmiş yılllara oranla daha fazla canlılık getirmiş ve hızlı bir büyüme sağlanmıştır. Nitekim 1998 yılında sigortacılık sektörü, 301 milyon doları hayat dalında olmak üzere 1.784 milyon dolar prim üretmiştir.

Ülkede sigorta teminatı zorunlu ve ihtiyari olmak üzere iki türlü uygulanmaktadır. Zorunlu trafik sigortasından ayrı olarak, patlayıcı maddeler ihtiva eden işyerleri ve çalışanları, otobüs yolcuları, kaynak atölyeleri, oto tamirhaneleri vb. işyerleri zorunlu sigorta uygulamasına tabidirler.

1998 yılı sonu itibariyle Türkiye'de 65'i ilk sigorta ve 4'ü reasürans şirketi olmak üzere toplam 69 şirket faaliyet göstermektedir. Sermaye yapılarına göre bu şirketlerin 2'si kamuya (özelleştirme programına alınmıştır) aittir. 17'sinde ise yabancı sermaye katılımı vardır. Büyük bir bölümü hayat sigortası alanında çalışan bu şirketlerin bankalar hariç, Türkiye düzeyinde birlikte çalıştıkları toplam 13.975 sigorta acentası bulunmaktadır. ülkede Başbakanlığa bağlı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan izin alınmak suretiyle sigorta şirketi kurulabilmektedir.