- İktisadi Gelişmeler
- Sanayii
- Para ve Bankacılık
- Madencilik
- Enerji
- Tarım ve Hayvancılık
- Ormancılık
- Haberleşme
- Fuarlar ve Ticari Tanıtım
- Reklamcılık
- Halkla İlişkiler
- Turizm
Türkiye, tarım ve hayvancılık bakımından bölge ülkeleri arasında önemli bir yere sahiptir. Tarım üretimi yıllar bazında giderek artmaktadır. İlke gerek coğrafi ve gerekse iklim şartları yönünden tarım ürünleri üretmeye çok elverişli olduğu için, tarımsal üretimde ve özellikle gıda maddeleri üretiminde dünya üzerinde kendi kendine yeterli az sayıda ülkeden biridir. Sektördeki üretim artışı özellikle 1963 yılında başlayan planlı dönemle birlikte hızlanmış ve yıllık büyüme hızı uzun dönemde ortalama %3.3 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran aynı dönemlerdeki ortalama yıllık nüfus artış hızının (%2.2) üzerindedir. Planlı dönem öncesinde üretim artışı, büyük ölçüde ekim alanlarının artmasına ve hayvan sayısının çoğalmasına bağlı iken, 1963 yılından sonraki artış, tarım teknikleri ve girdi kullanımındaki olumlu gelişmelere ve dolayısıyla verimlilikteki yükselişe bağlıdır. Verimlilik; ikinci üretim, üretim tekniğinin gelişmesi, kimyasal gübre, tarımsal ilaçlar, sulama, suni tohumlama, yem, damızlık hayvan sayısı ile mekanizasyon gibi üretim girdilerindeki artışa bağlı olarak zaman içinde artmıştır. 1990 yılından sonra özel sektörün tohumluk alımındaki olumlu faaliyetleri, bitkisel ürünler verimliliğinin artışında etken bir faktör olmuştur. Yine aynı dönemde, hayvancılık alanında verim artırıcı suni tohumlama, hayvan hastalık ve zararlıları ile mücadelede de önemli başarılar elde edilmiştir.
Türkiye dünyanın toprak açısından büyük ülkelerinden biridir. Ülke topraklarının %60'tan fazlası kamuya (devlet, belediyeler ve özel idareler) aittir. Bunun büyük bir kısmı ise mera ve orman arazisidir. 1940 yılında 14 milyon 800 bin hektar olan ekili ve dikili alan, 1998 yılında 27 milyon hektara ulaşmıştır. Ekili ve dikili alanın %78.9'unda kuru tarım ve %21.1'inde sulu tarım yapılmaktadır. 1998 yılı verilerine göre tarımsal üretimin %68.6'sı bitkisel ürünler, %23.7'si hayvancılık, %4.5'i ormancılık ve %2.1'i de su ürünlerinden oluşmaktadır.
Türkiye tarımsal üretim bakımından kendi kendine yeterli az sayıda ülkeden biridir.
Türkiye'de son yıllarda sulama ve toprak işleme faaliyetlerinde devlet tarafından sağlanan altyapı kolaylıkları, tarımın gelişmesini olumlu yönde etkilemiştir. Sözkonusu altyapı çalışmalarında en önemli proje, kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi'dir. Türkiye yüzölçümünün yaklaşık onda biri büyüklüğünde (75 bin km2) bir alanı içine alan GAP, 21. yüzyılda tamamlandığında, bölgedeki 3.1 milyon hektarlık işlenebilir tarım arazisinin 1.7 milyon hektarlık kısmı (%55) sulanabilecektir. GAP kapsamında 1998 yılı sonuna kadar 7 baraj, 3 hidroelektrik santral ve 13 sulama projesi tamamlanmıştır. Ayrıca Şanlıurfa tünellerinin ilki olan T1 Tüneli'nden, Harran Ovasına 9 Kasım 1994 tarihinden itibaren su verilmeye başlanmıştır. GAP'ın tamamlanmasıyla birlikte ürün deseninde de büyük değişiklikler olması beklenmektedir. özellikle pamuk, yonca, çeltik, yağlı tohumlar, yaş meyve ve sebze gibi ürünlerin üretimine ağırlık verilmesi planlanmaktadır. Tarım ürünlerinin artışı ve buna bağlı olarak bölgede gelişecek tarıma dayalı sanayide uygulanacak yeni teknolojiler, bölge ekonomisinin rekabet gücünü hem iç piyasada, hem de dış piyasada artıracaktır.
Türkiye'de 1980 yılında %26.1 olan tarım sektörü katma değerinin GSYıH içindeki payı, yıllar itibariyle azalarak 1998'de cari fiyatlarla %17'ye düşmüştür. Sivil istihdam içindeki payı ise %45 civarındadır. Tarım sektörünün GSYıH içindeki payının azalması, tarım alanlarındaki verimin mutlak manada azalması anlamına gelmemektedir. Türkiye'de ağırlıklı olarak sanayileşme politikalarının uygulanması sonucunda, GSYİH içindeki sanayinin payında artışlar olmuştur. Nitekim sanayi sektöründeki gelişmelere paralel olarak, tarım kesiminde giderek daha modern teknolojiler kullanılmaya başlamış ve yeni işletmecilik anlayışları geliştirilmiştir. 1998 yılında tarımsal ürünler ihracatı 5 milyar doları aşmıştır.
Ülke tarımında küçük işletmelerin sayısı artış eğilimi göstermektedir. 1991 tarım sayımına göre tarımsal işletmelerin sayısı 4 milyona yaklaşmıştır. Tarımsal işletmelerin %99'u, 50 hektarın altında bir genişliğe sahiptir. Tarımda rasyonel girdi kullanımı ve makineleşme, küçük işletmelerde daha az ekonomik olmaktadır. Bununla birlikte, Türk tarımında yeni yöntemlerin uygulanması ve yaygınlaştırıl- ması, tarım politikalarının en önemli hedefleri arasında yer almaktadır.
Tarım sektöründe başlıca üretici örgütleri olarak, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, çeşitli kooperatifler, bunların birlikleri ve dernekler faaliyet göstermektedir. Bu örgütler bünyesinde genel olarak; üreticiler arasında koordinasyonun sağlanması, tarımda eğitim ve yayım hizmetlerinin geliştirilmesi ve üretici sorunlarıyla ilgili görüşlerin oluşturulması yönünde çalışmalar yapılmaktadır.
Hayvancılık
Türkiye'de hayvancılık üretiminin toplam tarım üretimi içindeki
payı son yıllarda %25'lere düşmüştür. Ülkedeki hayvan sayısı tarımı
ileri pek çok ülkeninkinden fazla olmasına rağmen, birim hayvan
başına elde edilen verim kıyaslamalı olarak daha düşüktür. Ülkenin
sığır mevcudu 11 milyon ve koyun populasyonu 29 milyon civarındadır.
Devlet hayvancılığın geliştirilmesi konusunda her türlü desteği sağlamaktadır.
Ülkede hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla devlet ucuz kredi sağlamakta, suni tohumlama, aşı ve ilaç kullanımına ve damızlık sığır ithalatına destek vermektedir. 1987-1997 döneminde belli bir program dahilinde toplam 342 bin üstün verimli süt sığırı ithal edilerek üreticilere dağıtılmıştır. Ayrıca hayvancılığın büyük ölçüde meralara bağımlı olması sebebiyle, mera, yaylak ve kışlakların amacına uygun bir şekilde kullanımını sağlayan yasal düzenlemeler yapılmıştır. 1998 yılında yürürlüğe giren kanunun, mera sorununa orta ve uzun vadede çözüm getirmesi beklenmektedir. Hayvan ıslahı, hayvan ve bitki hastalık ve zararlılarıyla mücadele konusunda da gerek kamu kuruluşları gerekse özel kuruluşlar etkin çalışmalar yapmaktadır.
Ülkede tavukçuluk alt sektöründe gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşılmıştır. Türkiye'deki kümes hayvanı sayısı 200 milyon civarındadır. 1989 yılında 64 milyon olan miktarın hızlı bir şekilde artmasında, sektörün iç talebe cevap vermek için modern teknikleri ve üstün tavuk ırklarını ülkeye getirmesinin önemli etkisi vardır. Tavukçuluk alt sektöründe, maliyetlerin yüksek olması nedeniyle ihracat imkanları pek fazla gelişememiştir. Buna rağmen 1997 yılında 10.4 milyon dolar olan ihracat, 1998 yılında %8’lik bir artışla 11.2 milyon dolara ulaşmıştır.